Page 36 - Korkuteli Burada Dergisi - Aralık 2017 - Sayı 6
P. 36
Derya Köroğlu ile ODTÜ’den okul ar-
kadaşısınız. İlk albümünüzde güzel Ümmüşen Hanım elinizi attığınız her alan-
bir eseri birlikte yorumladınız. Bu da başarılı bir kimlik oluşturmuşsunuz, bu
nasıl gerçekleşti? başarının sırrı nedir?
Derya, dediğiniz gibi ODTÜ’den yakın Başkalarının düşüncesine saygım var ama
arkadaşımdı. Her iki albüm de Derya’nın bana göre hiçbir alanda tam başarılı deği-
olağanüstü gayretleri ile ortaya çıktı. Bir- lim. Nenem ölünce köye geldiğimde do-
likte aynı amaç için emek harcama sonu- laplarından çocukken yaptığım resimler,
cu, yakın arkadaşlık çok sıkı bir dostluğa yazdığım şiirler – hikayeler vb.. çıktı. Hep-
dönüştü. Hem yapımcım, hem düzenle- sini saklamış. O çocukluk karalamalarının
mecim hem de gitarı ve sesiyle albümlere içinde yazdığım bir cümle dikkatimi çekti.
can verdi. Albüm için birlikte seçtikleri- Noktası virgülüne aynen şöyleydi; “ Herkes
miz arasında olan “Sezenler Olmuş” ese- bana mükemmel olduğumu söylüyor. Mükemmellik?? Mü-
rine düet yapma fikri, kayıtlar sırasında birden Derya’nın aklına kemmellik diye bir şey olamaz. Bu, olsa olsa her gün bir önceki
geldi ve hayata geçirdik. Çok da iyi yapmışız. günden daha iyi olabilme çabası”. Bu gerçeği, 11 yaşında böyle
bir cümleyle özetleyecek kadar kavramış olmamı, yine beni ye-
Albüm yaparken nerelerden ve kimlerden destek aldınız? tiştirenlere, bu toprakların kültürüne borçluyum. Hiçbir konu-
Albümlerde her şeyi Derya organize etti. İkinci albümün çıkışın- da başarılı olduğumu düşünmüyorum. Çünkü çok daha iyisini
da ayrıca değerli dostum Faik. Sesleriyle; Derya, Suavi, Sümer yapacak potansiyelim olduğundan eminim. Hiçbir konuyu tam
Ezgü, Murat Hasarı, MFÖ.den Fuat abi, Gülay, Sinem….., enstrü- bildiğimi - tam başardığımı söyleyemem. Öyle değişken bir
manları ile; Derya ve Yeni Türkü grubunun birbirinden değerli dünyadayız ki; bugünkü bildiklerim- başarılarım, yarınki bil-
üyeleri, Erdal Erzincan, İsmail Soyberk, Cenk Güray, Erol Parlak, mediklerime - başarısızlığıma yetemeyeceği çok açık. Bu felsefe
Çetin Akdeniz, Zafer Gündoğdu, Süren Asaduryan, Ertan Tekin, Japonya’da kaizen geleneğinden çıkarak 1950 lerden sonra özel
rahmetli kanun devi Halil Karaduman,…. Fotoğrafı – miksi- gra- ve iş yaşamında hızla ilerleyen toplam kalite anlayışı. Oysa benim
fikçisi vb.. Aslında çok büyük bir imece örneği bu albümler. Ad- atalarım bu konuyu yüzyıllardır “aynı derede /aynı suda iki kere
larını sayamadığım o kadar çok insanın emeği ve desteği var ki! çimilmez” diyecek kadar yaşamlarının içine sokmuşlar. Başarı-
nın sırrı diyemesem de başarının nedenini ve sonucunu “mut-
Bildiğimiz kadarıyla; bazı tanınan şarkıların da bestecisi- luluk” olarak özetleyebilirim. Başarının göstergesi ne para ne de
siniz. Ali Asker’in “Ocaklar”, Sevinç Eratalay’ın “Bebeğim kariyer! Sadece ve sadece mutluluk. Mutluluk ise sorunlarla baş
Nenni”, Grup Yorum’un “Hayat/Beyaz Gelinlik” vb.. adıyla edebilmek – çözmek ve her koşulda geleceğe umutla bakabil-
seslendirdiği şarkılar size ait. Ama işin ilginç tarafı, bu isim- mek bence.
lerin hepsi şarkıların anonim olduğunu zannetmişler, size ait
olduğunu sonradan öğrenmişler. Besteleriniz bu kadar tanı-
nırken kendiniz niye perde arkasında kalmayı tercih ettiniz?
Daha önce albüm yapmamın nedenlerinde belirtmiştim. Verdi-
ğim konserlerde söylediğim şarkılarım hızla yaygınlaştı. Anonim
türkü dediğimiz her eserin de bir yaratıcısı var. Zaman olarak çok
eskilere, mekân olarak çok geniş bir coğrafyaya yayılması ano-
nimliğin en önemli kıstasları. Benimkiler, kısa zamanda çok ge-
niş bir alana ve değişik kesimlere yayıldı. Herhalde hayattayken
eserlerinin “anonim” zannedilecek kadar yaygınlaşmış olduğunu
görebilen şanslı nadir insanlardanım. Bu gün de bazı şarkılar,
medya sayesinde her tarafta herkes bilecek kadar yaygınlaşıyor,
ama üç- beş ay sonra unutuluyor. 35- 40 yıl önce yaptıklarımın
bile hala söyleniyor - dinleniyor olması, daha temel duygulara
seslenebiliyor olmamın göstergesi sayılabilir . Perde arkasında
kalmaya gelince; bu bir tercih değil, sanırım benim yaşam tarzı-
mın bir sonucu . Perde önüne çıkmada medya en önemli etmen.
Medya bana, ben medyaya çok da uygun değiliz . Ama sizin bu so-
runuz ve çıkardığınız sonuç benim için bir mutluluk kaynağıdır;
Ya eserlerim bilinmeyip de ben tanınıyor olsaydım?!
36