18.12.2018 / 21389 Görüntüleme
KADIN GİRİŞİMCİ SAYISI
Türkiye’deki nüfusun %49’u kadın.
Kendi işini kuran ve hayal ettiği iş yerinde yanına başkalarını da alarak istihdam eden kadınların oranı yalnızca %9’a yakın.
Ülkemizde girişimlerin %91’i ise erkeklerden oluşuyor.
Kız çocuklarımız, öğrencilik hayatlarında çok başarılı ve düzenli bir başarı grafiği çizerken, çalışma hayatında bu doğru tam tersine ilerliyor.
‘Kadın’ olmasının yanı sıra, ona kültürel normlarımız çerçevesinde eklenen‘anne’ ve ‘ev hanımı’ rolü; iş hayatındaki başarı grafiğini tam tersi istikamete çeviriyor.Bu durumun ana sebebi de ev içerisinde iş bölümü olmaksızın tüm işleri kadının üstleniyor olmasından kaynaklı.
ÖNCE ANNE
Ülkemizin dört bir yanında ‘Girişimci Kadın’ eğitimleri, ‘Girişimci Kadın’ödülleri veriliyor. Onlarca şehrimizde bu eğitimleri ben de kadınlarımıza ulaştırırken şunu fark ettim.
Örneğin Nevşehir veya Antalya’da bulunan bir kadın, bağ bahçeden çıktığı o en güzel hali ile eğitime gelirken ve tüm bunları dinlerken; anne kimliği onun için her şeyden önde…
Bu sebeple ‘Girişimci Anne’ eğitimini tasarladım.
Neden bu eğitime katılmak istediniz diye sorduğumda ise ağızlarda tek yanıt; “Sevdiğim işi yapmak istedim”.
Aslında bu eğitimler ile hem bir yola emek veriyor hem de kendini yeniden tanıyor ve anımsıyor…
İHTİYAÇLAR FARKLI
Kimi zaman ihtiyaç; bir kreş açma iş fikri ile karşımıza çıkıyor.
Kimi zaman ev yemekleri dükkanı, kimi zaman ahşap boyama ya da hobi atölyesi.
Yani hayallerinin ulaşabildiği ve becerilerinin olduğu doğrultuda, en güzel hali ile…
Ancak o malum soru bir iş kurmayı hayal ettikleri anda hemen karşılarına dikiliyor, “Ee, şimdi parayı nerden bulacağız?” değil , “Peki ama şimdi çocuklara kim bakacak?”
EL ÂLEM NE DER?
Kadınlarımız ile yaptığımız yoğun sohbetlerden birinde bir anneye kendisini en çok mutlu olduğu şeyi sordum ve bana “Araba kullanmak!” diye tek nefeste yanıt verdi. Hiç düşünmedi. Zaten en çok sevdiğiniz konularda yanıt verirken kendinizden eminseniz hiç düşünmezsiniz.
Mutlaka aşağıdaki şekilde deneyin.
En çok sevdiğim şey
- … Yazın.
Çünkü Nermin hanımın en çok sevdiği şey buydu.
-Araba kullanmak.
Neden yapmıyorsun diye sorduğumda?
“Eşim ne der, ailesi ne der? Ya komşular?” deyip etrafındaki diğer kadınlardan onay almak istedi.
“İŞİME DEVAM ETMEK İSTİYORUM”
Başka bir annemiz; çok prestijli bir bankada çalışıyordu. Yine bir ‘’Girişimci Anne’’ eğitimimizde, “İşime devam etmek istiyorum ama evimiz ailemize çok uzak ve çocuklarımız çok küçük, bu yüzden bırakacak bir yerimiz yok, kreşe de vermek istemiyorum” diyor…
Ve sevdiği işi yapmaktan vazgeçiyor…
Kendisini çocuklarına ve evine adıyor…
Şimdi ise evden çıkmak konusunda oldukça zorluk çekiyor.
Günden güne mutsuz olduğu için de bir yerden sonra hiçbir şeyden keyif almıyor.
Tüm bu örneklerde yaşadığımız tek bir gerçek var…
'ÇEVRE BASKISI'
Bu baskı kadınlarımızın üretmesine ve kendini gerçekleştirmesine engel oluyor… Neden mi? Çünkü istedikleri şeyi yaptıklarında etrafındaki insanlardan kabul göremeyecekler. Kabul görmezlerse sanki iyi bir anne ya da iyi bir eş olamayacaklar.
Hepsine tek tek baktığımızda; heyecan duydukları işin peşinden cesaretle gidebilecek binlerce anneyi görüyoruz. Her birinin ekonomiye katkıda bulunduğunu düşünsenize? İnanılmaz bir tablo ile karşılaşırdık şüphesiz.
Eğitim durumları, yaşadıkları çevre ne olursa olsun hem de.
Mutlu ve üreten bir anne olmak için bebeğinle birlikte şunları da mutlaka düşün …
1. Adım: Önce ‘SEN’, çünkü sen iyi olunca ailen mutlu olur.
2. Adım: Hayal, sonsuz bir güce sahipsin, hayal et bırak gerçekleşsin.
3. Adım: Hedef, gerçekleştirmek için somut bir adım at.
4. Adım: Zaman, iyi ayarlamak lazım, planlarsan zaman senin için kaybedilen olmaktan çıkar.
5. Adım: Ekip, destek her zaman iyidir, daha hızlı yol alırsın.
6. Adım: Arkadaşlar/aile, elbette onları da ikna etmelisin, belki sadece söylediğinde belki de gerçekten sen yaptığında inanacaklar. Ama emin ol bir gün inanacaklar.