16.10.2018 / 21853 Görüntüleme
Nar Zamanı'nı Gaziantep, Antalya ve Isparta'da çekmiştik. Kar Zamanı, Nar Zaman’ının devamı ve hikâye olarak öncülü olduğu için benzer coğrafi ve mimari özeliklere sahip mekânlar arıyorduk. Toroslar ‘da, Antalya'nın köylerinde çok geziniriz. Antalya, Türkiye'nin neredeyse 7 coğrafi bölgesinin özelliklerini içinde barındıran doğal bir film çekim platosu
Kısa filmlerin ödüle doymayan yönetmeni Cevahir Çokbilir kimdir?
1988 Gaziantep doğumluyum. İlkokul ve liseyi Antalya’da okudum. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, TV ve Sinema bölümü mezunuyum. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Film Tasarımı Bölümü’nde yüksek lisans eğitimimi tamamladım ve film çalışmalarıma devam ediyorum.
2014 yapımı Nar Zamanı kısa filmiyle birçok ödül aldık. 2012 yapımı Maşuk belgesel filmimiz birçok ulusal ve uluslararası festivallerde gösterildi. TRT Belgesel kanalında yayınlanan "Minibüs" belgeselinin görüntü yönetmenliğini yaptım. Sektörel işler de yapıyorum. Reklam filmi, müzisyenlere video klip çekiyorum.
Sinemaya adım attığınız zamandan başlayalım. Ne zaman ilk film çekmeye karar verdiniz? Ve bunu yaparken sizi derinden etkileyen veya motive eden ne oldu?
İlk sinemaya ortaokulda gittim. Ortaokul yıllarında video kamerayla tanışma şansım olmuştu. O yıllarda müzik okumak istiyorum. Güzel sanatlar lisesi sınavında heyecanlanıp piyanoya bir oktav aşağıdan başladım. Sınavı kazanamayınca üniversitede konservatuar okurum dedim. Ailem işsiz kalırsın müzik okursan diye istemedi. Ben de sinema olsun o zaman dedim. Lise yıllarından beri
12 Eylül ile ilgili bir film yapmak istiyordum. Ankara'yı kazandığım yıl bu isteğim daha da arttı. 12 Eylül ile ilgili seyrettiğim filmler, okuduğum kitaplar ve dinlediğim hikâyeler beni etkilemişti. İlk filmim Anadolu'dan bir saz ve söz ustasını konu alsa da (Maşuk), ikinci filmim 12 Eylül üzerine olacaktı.
Her iki filminizde 12 Eylülden izler var. Ayrıca 2 kısa filminizin yazarı anneniz. Nasıl oldu, yani sen yaz ben yöneteyim fikri nasıl oluştu?
Ankara'da okurken, yaz tatiline geldiğimde 12 Eylül'le ilgili belgesel film yapma isteğimi annemle paylaştım. Annemden o dönemle ilgili yaşadıklarını aklına geldiği anlarda not tutmasını istedim. Bu notlar benim için senaryonun taslağını oluşturacaktı. Nar Zamanı ve Kar Zamanı böyle ortaya çıktı. Öyküleri anneme ait ve ben bu öyküleri senaryolaştırdım.
Kısa film Kar zamanı Korkuteli’nin karlı dağlarında çekilmiş. Filmi Korkuteli’nde çekmeye nasıl karar verdiniz?
Nar Zamanı'nı Gaziantep, Antalya ve Isparta'da çekmiştik. Kar Zamanı, Nar Zaman’ının devamı ve hikâye olarak öncülü olduğu için benzer coğrafi ve mimari özeliklere sahip mekânlar arıyorduk. Toroslar ‘da, Antalya'nın köylerinde çok geziniriz. Antalya, Türkiye'nin neredeyse 7 coğrafi bölgesinin özelliklerini içinde barındıran doğal bir film çekim platosu. Korkutelili İlhan Abi'ye (İlhan Şahin) Kar Zamanı için mekân aradığımızdan bahsettim. O da filmi çektiğimiz köyü mutlaka ziyaret etmemiz gerektiğini söyledi. Köye ilk gittiğimde Kar Zamanı'nın ilk çekim günü için hazırlıklara başlamaya karar verdik :) Mekânı böylece bulmuş olduk.
Sizi sinema hayatınızda belki de bu yola çıkmanızda etkileyen önemli eserler var mı varsa hangileridir?
Nar Zamanı'nı çekme isteğime, Abbas Kiyarüstemi'nin Zeytin Ağaçları Altında'sını seyrettikten sonra karar verdim. Onun dışında sinema yapma isteğimde en önemli etken -belki size komik gelecek- Türkiye Sineması'nın başyapıtlarıdır. Günahıyla, sevabıyla kabul edelim ki Kibar Feyzo, Tosun Paşa, Hababam Sınıfı serileri, Fatih'in Fedaisi Kara Murat serileri, Altar'ın Oğlu Tarkan serileri, Bizim Aile, Neşeli Günler, Sürü, Duvar benim için hâlâ harika filmler! Kısacası içinden Kemal Sunal, Şener Şen, Tarık Akan, Cüneyt Arkın, Kartal Tibet, Adile Naşit, Münir Özkul, Yılmaz Güney gibi ustaların geçtiği eserler.
Bir sonraki proje ya da projelerinizle ilgili neler söyleyeceksiniz?
Kar Zamanı'nı yeni bitirdik. Yaklaşık 2 yıllık bir festival süreci olacak. Bu süre içerisinde yeni filmimize hazırlanmak istiyorum. Lâkin film yapmak dünyanın en zor işi diyebilirim. Fakat yel eser, kirazın kokusu kalır geriye. O nedenle ülkemizin dünya sinemasındaki yeri açısından sinemacılarımızın daha fazla desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Kar Zamanı'nı ben kendi imkanlarımla ve bütçenin çeyreği kadarlık bir bölümünü sponsor desteğiyle yaptım. Bu destekler arttığı takdirde Türk Sineması nitelik ve nicelik açısından çok daha iyi bir yere gelecektir diye düşünüyorum.
Son olarak dergimiz okuyucularına neler söylemek istersiniz?
Korkuteli ülkemizin en güzel ilçelerinden birisi. Harika bir coğrafyaya ve kültüre sahip. Bu güzel ilçemizin güzel insanları, yöresini ulusal alanda temsil eden kurum ve kuruluşlara gerekli desteği verecektir.
Teşekkür ederim.