Bizimle iletişime geçin

Köşe Yazısı

ANNEM... YÜREK YARAM....

SEDEF ZURNACI
Kendi Halinde Koca Yürekli Bir İnsan

21.07.2018 / 16958 Görüntüleme

ANNEM...  
YÜREK YARAM... 

Merhaba sevgili Korkuteli Burada Dergisi okuyucuları. Ben Sedef Zurnacı, 1979 doğumlu, Yeltenli, çok sade bir vatandaşım. İlk ve orta öğrenimimi Yelten ‘de, lise eğitimimi Korkuteli Endüstri Meslek Lisesi Bilgisayar Bölümü'nde okudum. İlerisi imkânsızlıklardan dolayı kısmet olmadı. Dedim ya çok sade bir vatandaşım diye. Siz değerli okuyucularımıza aslında çok daha başka konularda yazmaktı niyetim, ama bu aralar bende her yol anneme çıkıyor, her şey ve hayat annemden ibaret. Bu yüzden bu yazımı da anneme ithafen yazıyorum… 

Anne, benim kızın, kara kuzun! 

Can sızın, cansızın, cılızın, büyümeyenin, tahtını yapıp da bahtına el süremediğin. Büyüdüm bak, kocaman kadın oldum. Kendi yuvamı kuralı ve yürütemeyeli 18 sene geçti. Alıştım mı diye sorarsan bana; sabahları erken kalkmaya alıştım mesela. Çamaşırları ters çevirip makinaya atmaya, mücver yapmaya. 

 Biliyor musun? 

Bu yıl lahana turşumu bile kendim kurdum. Güzel oldu mu dersen, ne bileyim be anne. İtiraf etmek gerekirse seninkiler kadar güzel olmadı. Sirkeyi biraz fazla kaçırdım sanırım. Beni bilirsin, elimin ayarı olmadı hiç, yüreğim gibi.. 

 Bazen mutfağa çekilip bir kahve yapıyorum kendime. Yüzümde hüzün, şuramda, ta derinlerde bir yerde iflah olmaz bir yalnızlık. Boğazımı sıkıyor içimdeki balıkçı yaka hissi. Keşke diyorum bu kadar uzak oturmak zorunda kalmasaydım sana en başından.  

Yüreğim anne!  

Yüreğim öyle sıkışıyor ki bazen, ne yalan söyleyeyim çok korkuyorum ölmekten. Ölümden... Ben bu yaşta hala muhtaçken sevgine ve sana. Nasıl başa çıkarım sensiz hayatla. Biliyorum anne, biliyorum. Ölüm bile eskiyor zamanla. Evler eskiyor, anılar eskiyor. Ve unutuluyor verdiğin emekler. Bırakıyor herkes bir gün bedenini toprağa... Ne olur anne, kendine iyi bak, benim için dayan, diren. İlaçlarını ihmal etmiyorum, doğru besliyorum, yürüyüşe çıkaramasam da, elin ayağın gözün oluyorum senin... Ne kadar uzak olsak da eskiden, Güneş olmadan da uzanırdı bana gölgen. Yeter ki diyorum yeter ki, nefesin çekilmesin ensemden, güneş solmasın penceremden... Tanrım beni sensizlikle terbiye etmesin... HEP "SONRA" DEDİM BU GÜNE KADAR... MUTLULUĞA, HUZURA, HAYATA, BAZEN GÜLÜMSEMEYE BİLE "SONRA" DEDİM... SONRA BİR BAKTIM Kİ; HAYATIM, SADECE "SONRA"LARDAN İBARET OLMUŞ... ELİMDE KOCAMAN BİR "SONRA" SEPETİ İLE KALAKALMIŞIM ÖYLECE... OYSA HAYAT ÇOK KISA VE BELKİ DE O KADAR "SONRA"M KALMAMIŞTIR... "SONRA"YA ERTELEDİĞİM ŞEYLERİ YAŞAYACAK KADAR "SONRA"M YOKTUR BELKİ...  

O YÜZDEN, ARTIK HER ŞEY İÇİN "ŞİMDİ TAM ZAMANI..." 

 

Sürç-ü lisan ettimse, başınızı ağrıttımsa affola... 
İmza: Sedef Zurnacı (Nam-ı diğer; Korkuteli Valisi) 

  

vioft2nntf|101001E398BFKoseYazisi|koseYazisiAciklama
vioft2nnt8|001001E398BF|DergiKorkuteliBurada|KoseYazisi|koseYazisiAciklama|9E8FF889-869A-436F-8462-78724E823D26