Bizimle iletişime geçin

Köşe Yazısı

İCRA TAKİBİNE İTİRAZ

Sedef KAYMAKÇI SARI
Avukat

28.03.2018 / 16930 Görüntüleme

İCRA TAKİBİNE İTİRAZ

Merhaba Korkuteli Burada Okuyucuları,

 

Size ticaret hayatının kaçınılmazı olan borçların, hukuki süreçteki icra takibinin başlatılmasından sonra, borçlu olmadığını iddia eden borçluların yapabileceği itiraz hakkından bahsetmek istiyorum.

Borçluyu ödeme emrine itiraz etmeye sevk eden nedenler çeşitli olabilir. Mesela borçlunun hiç borcu yoktur, senet sahtedir, borç ödenmiştir, zamanaşımına uğramıştır, muaccel değildir, icra dairesi yetkili değildir gibi.

İlamlı icraya ilişkin takip talebi icra dairesine verilince, borçluya bir icra emri düzenlenerek gönderilir. Bu icra emrinde ilamda yazılı borcun yedi gün içinde ödenmesi ya da yerine getirilmesi istenir. Burada icra emrinin ödeme emrinden farkı, icra emrine borçlunun itiraz edememesidir. Şayet şartları varsa üç halde durdurulması istenilebilir.

İlamsız takipte borca itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmelidir. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte borçlu ödeme emrine itiraz etmek istiyor ise bunu ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren beş gün içinde yapmalıdır.

İtiraz sebepleri, ileri sürülüş şekli bakımından ikiye ayrılır; imzaya itiraz ve borca itiraz. Borçlu senet altındaki imzayı reddediyorsa, bunu itirazında ayrıca ve açıkça beyan etmelidir. Aksi takdirde imzayı kabul etmiş sayılır. Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun ise o kısmın miktarını açıkça göstermesi lazımdır, aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır. Borçlu, borcun yalnız bir kısmına itirazda bulunmuşsa takibe, kabul ettiği miktar için devam edilir.

Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş olabilir. Bu gibi durumlarda paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur, değilse alacaklının talebi üzerine icra memuru takip muamelelerine alacağın tamamı için devam eder.

Yedi gün içinde yapılan itiraz üzerine, icra takibi kendiliğinden durur. İcra takibine devam edilebilmesi için, alacaklının bu itirazın hükümden düşürülmesi için harekete geçmesi gerekir. Bunu sağlamak için alacaklı şu iki yoldan birisine başvurabilir. 1. İtirazın iptali davası 2. İtirazın icra mahkemesinde kaldırılması. İcra takibi İİK m.68-68/a’daki belgelerin birine dayanmakta ise alacaklı bu iki yoldan birini seçmekte serbesttir. Takip konusu alacak m.68’deki belgelerden birisine bağlı değilse, alacaklı icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyemez; yalnız mahkemede itirazın iptali davası açabilir.

İtirazın kaldırılması, itirazın iptali davasına oranla çok daha basit ve çabuk bir yoldur. Bu nedenle m.68’deki belgelerden birisine sahip olan alacaklı, alacağına daha çabuk kavuşmak için, itirazın kaldırılması yoluna başvurmak isteyecektir. Fakat böyle bir alacaklının itirazın kaldırılması yoluna gitmeyerek, itirazın iptali davası açmasına da bir engel yoktur.

 

Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.

Talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmî dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dâhilin de ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye dayanmaktaysa, alacaklı itirazın kendisine tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Borçlu itirazını haklı gösterecek hiçbir belge ibraz edemezse icra mahkemesi itirazın kaldırılmasına karar verir.

İtirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü hâlinde borçlu, talebin aynı nedenlerle reddi hâlinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine yüzde yirmiden aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilir.

Görüldüğü gibi yukarıda bahsedilen durumlarda sürelerin, taleplerin ve belgelerin önemi büyüktür. Hakkınızda açılmış olan takiplerde ve ileri ki süreçlerde mutlaka uzman kişilerden yardım alarak hak kayıplarınıza engel olmanız da fayda var.

vioft2nntf|101001E398BFKoseYazisi|koseYazisiAciklama
vioft2nnt8|001001E398BF|DergiKorkuteliBurada|KoseYazisi|koseYazisiAciklama|5728FCFF-896D-4936-869B-7FA30A90AFF5