Ayağa Kalk Kadın!

Ayağa Kalk Kadın!

Sevgili hem cinslerim.

 Bugün bizleri yazmak istedim, bizi bizden dinlesinler istedim. Ve naçizane sizlere iki kelam etmek istedim. Şimdi söz konusu kadın olunca nedense toplumun her kesimi sosyolog ve psikolog kesilir. Hiç düşünmeden açar ağzını yumar gözünü. Şimdi burada biraz eskilere gidelim, oradan yavaş yavaş gelelim.

Bereketin sembolü Kibele ana tanrıçaya ne oldu, güzelliğin sembolü Afrodit’e ne oldu, Orta Asya’da yeri Hakan’la birlikte denk olan, meclise giren kadına ne oldu, Kurtuluş Savaşında erkeği ile omuz omuza savaşan cepheye süngü taşıyan kadına ne oldu, Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet’inde dünya da ilk kez seçme ve seçilme hakkı verilen kadına ne oldu.

Kadın; berekettir, kadın vefadır, kadın özgüvendir, emektir, en önemlisi kadın özgürlüktür, kadın annedir. Bizlerin özgürlüğü, hayatı hiçbir zaman erkeklerin iki dudağının arasına bağlı olmadı. Kadın erkeğin karşıtı değil eşitidir. Öncelikle bunu öğrenmeli, hem erkekler hem kadınlar. Sevgili hem cinslerim evet ülkemizde kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüz rakamları yüksek, her güne yeni bir kadın cinayeti veya şiddet haberi ile uyanıyoruz. Ama burada kendimize de biraz pay çıkartalım, biz kadınlar kendimizi eve kapattığımız sürece, üretime, ekonomiye dâhil olmadığımız sürece bizi daha çok döverler.

 Bizler bereketin simgesiyiz, dostluğun, emeğin kısaca hayatın simgesiyiz. Hayatta ne yapacaksak önce kendimiz için yapmamız gerektiğini bileceğiz. Çalışacaksak kendimiz için, süsleneceksek kendimiz için. Hayatınızı, özgürlüğünüzü bir erkeğin iki dudağına bırakmayın, gelgitlerine kararsızlıklarına bağlamayın. Eğer kadın ayağa kalkmazsa, üretmezse, dimdik ayakta durmazsa, tüm hayatını erkeğin iki dudağına bırakırsa, şiddet kaçınılmaz olur. Sevgili kadınlar önce kendimizi eğiteceğiz, daha sonrada hayatına giren kadınlara şiddet uygulamaması için erkekleri, hayatta da dimdik durabilmesi ve üretmesi İçin kızlarımızı eğiteceğiz.

Sevgili kadınlar ayağa kalkın ve kendiniz için bir şeyler yapın.