Bizimle iletişime geçin

TÜRKİYE’NİN İLK SOKAK KÜTÜPHANE TEMALI KAFESİ “KAFE BAYKUŞ”

Unutmayın ki ”En Büyük düşman cahil dosttur” Okumak insanın kişisel gelişimini sağlayan önemli etkenlerden biridir.

22.12.2018 / 20948 Görüntüleme

Kafe Baykuş’u ortaya çıkaran sebepler ve yaşamsal serüven çoğu kez üzerine düşünüp, yorumlamaya çalıştığım bir konu aslında. Hayatımın on yıllık bölümünü KKTC’nin ve Türkiye’nin en büyük üniversitelerinde yöneticilik, danışmanlık ve akademisyenlik gibi birçok kişinin kariyer hedefinde olan pozisyonlarda geçirdim. Tabii tüm bu süreçlerde sanatsal faaliyetlerim ve mega boyuttaki organizasyon çalışmalarım da devam etti. On altı yıllık devlet tiyatrosu da dâhil olmak üzere oyunculuk ve sonrasında uygulayıcı yapımcılığından oyunculuğuna kadar çalıştığımız sinema filmleri hep aynı paralellikte ilerledi. Hayatımın İstanbul ayağı uğraş verdiğim alanlarda çalışma tempomu neredeyse beşe katlamıştı, İstanbul’a gelenler bilir, burada bir kalabalığın içerisinde sabahtan akşama kadar koşarsınız, ilk başlarda aykırı gelen bu tutuma bir süre sonra sizde kendinizi kaptırırsınız ve bir bakmışsınız tüm İstanbul’la birlikte siz de koşturuyorsunuz. Bu süreç hayalleri ve hedefleri olan insanlar için yorucu ve yıpratıcı bir süreçtir. Son olarak İstanbul’da Kurumsal İletişim Müdürlüğünü yürüttüğüm üniversite de böyle bir yol ayrımına geldiğimi fark ettim. Bir tarafta çalıştığınız kurumun milyonlarca liralık medya iletişim kampanyasını yürütüyorsunuz diğer tarafta hayalleriniz çığ gibi büyümeye devam ediyor, her defasında mesai kavramında kendinize ayırdığınız vakitle hayallerinizi gerçekleştirme arasında boğuşuyor buluyorsunuz kendinizi. Çekmek istediğim sinema filmleri, ortaya çıkaracağınız yenilikler, sizi başka bir girdabın içerisine alıyor. Tabii ki tüm bunlar için önce sizi ayakta tutacak ve fonlayacak ama özgürlüğünüzü de size kazandıracak bir sisteme ihtiyaç duyuyorsunuz. Eğer bu noktada maddi destek sağlayabilecek bir yakınınız veya çevreniz yoksa kolları sıvayıp doğru zemini oluşturmaya koyuluyorsunuz. İşte tam da böyle bir dönemde eşimden kafe açma fikri geldi. Bu aslında eşimin hayaliydi, kafe açmak fikri temelde güzel bir fikir yalnız bu, öyle bir konsept ve işleyiş sistemine sahip olmalıydı ki; beni yapacağım işlerden alı koymak yerine aynı zamanda desteklemeliydi. Kurumsal İletişim Müdürlüğü yanı sıra tüm medya ve iletişim tecrübelerimi aktarabileceğim bir danışmanlık şirketi kurmak benim de istediğim bir şeydi, bu noktada Kafe Baykuş hem benim ofisim hem de eşimin hayalini gerçekleştirdiği bir yer olabilirdi. Biz de temayı bu minvalde belirledik. Ben işin ar-ge noktasında kafeyi bir temaya oturtmayı hedefledim eşim de iç dinamikteki işleyişle ilgilendi. İşte kitap konseptiyle kafe bu şekilde birbiriyle buluştu.

Sokak Kütüphanesi ve kafe konseptinin oturtulması ve sürdürülebilir bir proje haline dönüşerek patentlenmesi sürecinin temelinde ise aslında 80’lerin sonu 90’ların başında Korkuteli’de çocuk olmanın ve yaşamanın etkisi büyüktü. Dolayısıyla aynı süreçte aynı sokaklarda adımlar atıp oyunlar oynadığımız ve gençliğimizi yaşadığımız arkadaşlarımız bilirler ki; Korkuteli iyi bir gözlemci için tam bir sentez noktasıdır. Korkuteli’de milli ve manevi değerlerimizin baskın olduğu yörüklük geleneklerin yaşandığı ve yaşatıldığı bir yerde bir atmosferde yetişirken aynı zamanda Antalya’da Lara’yı, Konyaaltı’nı ve çok farklı kültürlerin buluşma noktalarını da gözlemleyebiliyorsunuz. Bu durum iyi bir gözlemci için hayatının tüm sürecine rehber niteliğinde bir etki yaşatıyor. Artık dünyanın neresine giderseniz gidin gelenekle yenilik arasındaki çizgiyi herkesten çok daha farklı tasavvur ediyorsunuz. Bir iletişimci olarak bu temel beni hep beslemiştir, uyguladığım bir kampanyada geleneksel bakış açısıyla yenilikçi bakış açısından alabileceğim reaksiyonu aynı anda ve hızlı bir şekilde çözümleyebilmemi sağlamıştır. Tabii olarak bu temel gözlem danışmanlığını yaptığım, TV programlarından, sinema filmlerine, dizilere ve yönettiğim büyük tanıtım kampanyalarına kadar bu itibarda yansıdı. O yüzden Korkuteli’de çocuk olmak genç olmak içimde yaşattığım en değerli uğurum diyebilirim. Bunların hepsini bir araya koyduğumuzda ise; ortaya Kafe Baykuş çıkıyor. Biraz da Kafe Baykuş’tan bahsedelim.    

Okuma alışkanlığı, hangi alanda olursa olsun gelişimimizin hızlanması açısından atılması gereken ilk adımdır. Bu alışkanlığın kazanılması, bireyin kendi çabasıyla mümkün olabileceği gibi; sosyal ve kültürel ortamların artması ve kitap okuma alışkanlığını destekleyen mekânların çoğalmasıyla da doğrudan ilişkilidir.

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de birçok kurum ve kuruluş sokak kütüphaneleriyle ilgili farklı projeler geliştirmiştir. Sosyal sorumluluk projelerinin en önemli noktası sürdürülebilirliktir. Bir projenin sürdürülebilir olması ise; bireylerin bu tür sosyal sorumluluk projelerine kişisel katkıları ve ilgileriyle mümkündür. Kafe Baykuş “Türkiye’nin İlk Sokak Kütüphane Temasını” ortaya çıkartması ise bireysel çaba ve sorumluluk duygusunun ürünüdür. Bakırköy İncirli’de işlek olmayan bir mahalle arasında kurulmuş olan “Kafe Baykuş”  birçoklarına göre olmayacak bir hayalin ürünüydü. Bu dezavantaj gibi görünen olguyu avantaja çevirecek bir çalışma gerekliydi. Yani çoğu kişinin uğrak yeri olmayan bu şirin mahalleyi okumayı seven, sessiz ve sakin ortam arayan, yeni bir şeyler geliştirmeye çalışan herkes için, aradığı mekânı kendisine sunmayı hedefleyen bir çalışma gerçekleştirdik. Bu anlamda sokak kütüphanesi projesi kafemizin bahçesinde bizimle birlikte büyümeye ve gelişmeye devam edecek, sürdürülebilirliği yüksek bir projedir.

Türkiye’nin İlk Sokak Kütüphane Temalı Kafesi “Kafe Baykuş” ailesi olarak bizi en çok mutlu eden konulardan bir tanesi de; geçtiğimiz seçim döneminde Sayın Cumhurbaşkanımızın çok defa dile getirdiği “Millet Kıraathaneleri” projesini üç yıl önce tasarlayarak bambaşka bir konsepte hayata geçirmiş olmamız. Üç yıl önce binlerce kitabın sadece raflarda süs olarak durmasından ziyade, okuyanların okumayanlarla kitap paylaşımı yapabildikleri yaşayan bir kafe teması geliştirmemiz ilk adımlarımızda hayal gibi görünüyordu ama şimdi güzel ülkemizin belki de en hayati seçim sürecinin en çok konuşulan kafe konsepti olması bizim hayatımız boyunca unutamayacağımız anılarımız arasında yer alacak.

Bu gün geldiğimiz son noktada kafemizde beş bin kitaba ulaştığımızı görüyoruz. Kafemize kitap bırakanlar için ağaç dikip sertifika veriyoruz. İnsanların kendilerine ait bir parçayı mekânımıza bırakması; başka bir kişinin dokunduğu, belki de en önemli anlarına tanıklık etmiş parçasını (bir kitabı) almaları aslında kafeye gelen misafirlerimiz açısında da gizli bir enerji aktarımına sebep olmaktadır. Bu durum kafeye gelen misafirlerimizin kendilerini bu ailenin parçası olarak görmelerinin en önemli anahtarıdır diye tahmin ediyorum. Kafemizdeki raflarımızın dolmasından sonra birçok köy okullarına kütüphaneler kurmak için harekete geçtik bu durum kafemizin temasından ziyade çok büyük bir sosyal sorumluluk gücüne de kavuşmuş oluyor. Yıllar öncesinden bunu öngörmüştük aslında; nasil ki günümüz dünyasında organik gıdalara ve doğallığa doru bir akım varsa gelecek dönemlerde (teknolojinin gelişim hızıyla doğru orantılı) içerisinde binlerce kitabın bulunduğu mekânlar kendinizi huzurlu ve güvende hissettiğiniz çok kutsal mekânlar haline gelecek.

Türkiye’nin İlk Sokak Kütüphane Teması Kafe Baykuş ailesi olarak kendimizi geliştirmeye devam ediyoruz. Bu minvalde Kafe Sokak Kütüphanesi Temasının faydalı fikir patentini aldık. “Sokak Kütüphanesi” ve “Kafe Baykuş” marka tescil işlemlerimizi de tamamladık. İnşallah bundan sonraki hedefimiz bu konsepti ülkemizde ve dünyada doğallığını bozmadan en kaliteli şekilde yaygınlaşmasını sağlayarak belki de en çok ihtiyacımız olan kitap okuma alışkanlığına büyük bir katkı yapabilmek.

 

Kafe Baykuş Sokak Kütüphanesi, belki de birçok kitapçı veya sahafta bulamadığınız herhangi bir kitabı bulmanıza imkân sağlamaktadır. Ticari bir amacı olmayan bu çalışmanın en büyük hedefi, fikirleri ve düşünceleri okuyarak araştırarak geliştiren bireyleri bir ortamda buluşturmaktır.

Atılmış inşaat malzemelerini geri dönüşüm bilinci ve yeni bir tasarımla şekillendirerek sokak kütüphanemizin yapımını tamamladık. Açıldığı günden bugüne kadar da tanınırlığı giderek artmaya başladı. Çok kıymetli sanatçılarımız ve yazarlarımız kafemize gelerek bizleri onurlandırmakta ve hatta yeni çıkacak olan eserlerinin bir bölümünü kafemizde kaleme almaktadırlar.

Kafe Baykuş Sokak Kütüphanesi’ndeki her hangi bir kitabı ücretsiz olarak alıp sahiplenebilirsiniz. Okuduğunuz herhangi bir kitabı da kütüphanemize bırakarak beğendiğiniz bir kitabın başkaları tarafından da okunmasını sağlayabilirsiniz. Tüm bunlar için kafemizden herhangi bir alış veriş yapmanıza gerek yoktur. Kafemizin önüne gelerek kitaplar arasında kaybolan ve aradığını bulmanın heyecanını yaşayan herkesin gülümsemesi bizim en büyük mutluluk kaynağımızdır. Kütüphanemize kitap bıraktığınız takdirde sizlerden alacağımız iletişim bilgileri doğrultusunda adınıza sertifikalı ağaç dikimi gerçekleştirilecek ve sertifikalar sizlere ulaştırılacaktır.

Okumak Güzeldir;

Okuyarak olayların ve gelişmelerin iç yüzünü öğrenen bir kişi, öncelikle kendine olan güvenini artırır. Bu ise aynı zamanda düşünce ufkunu geliştirip, geniş bir görüş açısı sağlayarak, olayları inceleme yeteneği kazandırır. Ayrıca okuyan kişiler çok okumanın beraberinde getirdiği zengin kelime dağarcığına sahip oldukları için, hikmetli ve etkileyici konuşarak hitap ettikleri kişilerde etki de uyandırırlar. Bu etki ise insanlarla ilişkileri güçlendirmekte, kişiye daha sosyal bir karakter kazandırmaktadır. Dahası, geniş kelime dağarcığı, insanın daha fazla kavramla düşünebilmesini de sağlar. Yani düşünce kapasitesini ve kültür düzeyini artırır.

Unutmayın ki ”En Büyük düşman cahil dosttur” Okumak insanın kişisel gelişimini sağlayan önemli etkenlerden biridir.