Bizimle iletişime geçin

Ateşte Açan Çiçekler “Çini Sanatı”

Unutulmaya yüz tutmuş ve Geleneksel Türk El Sanatlarımızdan biri olarak bilinen çini, asırlardır birçok atölye ve evde 'Sır'rın kapısı olmuştur.

24.01.2018 / 22647 Görüntüleme

Ateşte Açan Çiçekler “Çini Sanatı”

Unutulmaya yüz tutmuş ve Geleneksel Türk El Sanatlarımızdan biri olarak bilinen çini, asırlardır birçok atölye ve evde 'Sır'rın kapısı olmuştur. Yüzyıllardır, güzelliğini, zarafetini ve cazibesini yitirmemiş, eskimeyen el sanatı olan çini, günümüzde bu işle uğraşan kimileri için geçim kaynağı, bazıları için de manevi bir âleme giriş kapısı olarak görülür ve ateşte açan çiçekler diye tabir edilir.

Tek İslam sanatı olarak ta bilinen çini tasvirleriyle, figürleriyle, desen ve renkleriyle de vazgeçilmez bir sanattır. Belli başlı desenler haricinde başka hiçbir motifi bünyesine katmayan ve her desenin farklı bir anlamı olan bu sanatta, "lale" Allah'ı, "gül" ise Hazreti Muhammed'i sembolize ettiği bilinir. Servi ağacının sabrı, bahar dallarının ise cenneti anlattığı belirtilir. Çini sanatı her şeyden önce gönül işidir. Bu işi yapanlarda ise sevgi ve sabrın ön planda olması gerekmektedir.

Bu sanatı icra edebilmekteki en büyük etken ruhtur. Çini sanatçısı kendi ruhunu, çalışmış olduğu eserine aktarır. Bu yüzden çini sanatı icra eden tüm sanatçılar kendi ruhlarından bir izi eserlerine hapseder.

Yapılan herhangi bir çini esere en son hangi sanatkâr dokunduysa, o sanatçının el izleri o eserde kalır. Sonra onun üstünde 'cam' dediğimiz malzeme yani sır ve sırça ile kaplandıktan sonra oraya sanatçının ruhundaki, elindeki ve gönlündeki sır saklanır. Renkleri desenleri herkes görebilir ama hiçbir zaman ona dokunamazlar. Dokunsalar da üstündeki sır tabakasının altına geçemezler. Sırrın altındaki sanatkârın ruhuna asla dokunulmaz ve o sır yüzyıllar boyu yaşar gider.

Âşık Veysel bir dörtlüğünde şöyle der; 'Her kim ki olursa bu sırra mazhar, dünyaya bırakır ölmez bir eser, gün gelir Veysel'i bağrına basar, benim sadık yârim, kara topraktır.'

Burada Veysel, sırrın gizemini ve çiniyi anlatır. Bugün dünyada birçok sanat dalı var. Ama hiçbir sanat dalı çini sanatı kadar mukaddes bir anlam içermez. Çini alt yapısıyla, çamuruyla, astarıyla, renkleriyle yüzde yüz Türk İslam sanatıdır. Allah'ın bize bahşettiği 'kutsal toprak' sanatıdır. Hayatta dört şey vardır ki; Hava, su, toprak ve ateş. Bu dört element olmaz ise çini de hayata kavuşamaz. İnsan ile çini bu kadar iç içedir. Çini sanatı, çinicilik ruhu ve çinideki o motiflerin aşkı başka hiçbir sanatta bu kadar insanla bağdaşmaz.